Dünya’daki Sular Nereden Geldi?
Güneş sisteminde ve diğer yıldız sistemlerinin çoğunda su bulmak zorken neden bizim dünyamızda bu kadar fazla su var? Bu kadar su nereden geldi?
Dünyamızın yüzeyinin yaklaşık %70’ini kaplayan; okyanuslar, nehirler, bulutlar ve atmosfer arasında sürekli bir döngü halinde olan, yaşamın kaynağı: Su.
Su, aynı zamanda vücudumuzun %60’lık bir kısmını kaplar. Beynimiz ve kalbimiz yaklaşık olarak %73, ciğerlerimizin %83, derimizin %64, kaslarımızın %79 ve kemiklerimizin %31’ini oluşturur.
Baktığımızda hem dünyamızın hem de bedenimizin büyük bir bölümünü oluşturan su, bize sıradan bir sıvı gibi gelebilir; ancak çok uzun bir geçmişe sahiptir. Güneş sisteminde ve diğer yıldız sistemlerinin çoğunda su bulmak zorken neden bizim dünyamızda bu kadar fazla su var? Bu kadar su nereden geldi?
Bu molekülü oluşturan elementlerden “Hidrojen-H” neredeyse evren ile yaşıttır. Diğer elementimiz “Oksijen-O” ise hidrojenden birkaç yüz milyon yıl sonra, yıldız oluşumları sırasında oluşmaya başlamıştır.
Bu yıldızların içindeki basınç ve sıcaklık o kadar yüksekti ki hidrojen molekülleri birleşerek Helyum-He elementini, onlar da birleşerek Karbon-C ve Oksijen-O gibi yaşamın kaynağı olan elementleri oluşturmuştur. Yıldızların çekirdeğindeki bu yeni element oluşumuna ise “Nükleosentez” denir.
Ömrünün sonuna gelen yıldızlar patlar ve çekirdekteki bu çeşitli elementler, bu çok şiddetli patlama aracılığıyla evrenin dört bir yanına yayılır. Yayılan bu elementler ise bu süreçte birleşip yeni moleküller oluşturabilir.
Bizim gezegenimizde çok fazla su bulunmasının sebebi ise güneş sistemimizi oluşturan toz bulutunun içinde bolca su molekülü bulunması ve bunların dünyaya çarpmasıdır. Burada sorabileceğimiz olası sorular ise ne zaman, ne kadar su molekülü dünyamıza çarptı?
Burada ise iki teori devreye giriyor:
Birinci teori, Dünya’nın oluşumu sırasında suyun da oluştuğu yönünde. Atmosferin olmaması ve yüksek sıcaklıklar kolaylıkla suyu gezegenimizden uzaklaştırabilirdi. Suyun bu kadar uzun bir süre boyunca gezegende kalması mümkün olmazdı; ancak birinci kuram tam olarak burada devreye giriyor. Bu kuram Dünya oluşumu sırasında Dünya’nın erimiş çekirdeğinin çok fazla volkanik faaliyete yol açtığını ve bu gazların suyun dışarı çıkamayacağı bir atmosfer oluşumuna önayak olduğunu savunmakta.
İkinci teori, Dünya’daki suyun kaynağının gezegenimize çarpan meteorlar olduğu yönünde.
Dünyamızın oluşumu sırasında düşen meteoritlerin içinde önemli ölçüde su ve mineral olduğu ve dünyamızdaki ile aynı olduğu ikinci teorinin savunanları tarafından araştırıldı. Bu teoriye göre, atmosfer dışına suyun kaçacağı süreden çok daha kısa bir zamanda dünyamızda büyük ölçüde su, meteorlar tarafından getirilmişti.
Açıkçası konu hala net bir çözüme kavuşmadığı ve konuşulan şeyler teoriden ibaret olduğu için su dünyamız ile birlikte mi oluştu yoksa sonradan göktaşları aracılığıyla mı geldi bilmiyoruz.
Net olarak bildiğimiz şey ise duştan, çeşmeden, nehirden akan suyun sadece yakındaki barajdan gelmediği. Öncesinde çok daha uzun ve zorlu, kozmik ve kaotik bir yolculuk yapması gerekti.